9 Ocak 2011 Pazar

odam=savas alanı :(

sabah uyandıgımda üzerimdeki enerjik duygular içinde ewde sigara aramaya basladım. ama ne yazıkki bugünün yarınıda var diye düşünmediğimizden dolayı dün bütün sigaralar harman olmus yerinde bos paketler geziniyordu.. lavabo dolabında buldugum tek kalem sigaraya sewinsemde sewincim by_K nın film izlediğini görene kadar sürdü... yaktıgım sigara ile kahvaltı hazırlamaya basladım... tabi by_K nında yardımıyla... ekmek dolabını actıgımızda üzerimize yıkılan bayat ekmekleri cöpe atmak içimizi huzursuz edecegi için nasıl degerlendirebiliriz soruları içinde kendimi bi an finallerde gibi hissettim..daha sonra hiç yapmadıgımız kimya demeyleri gibi ekmekleri degerlendirdik ve basladık deneyimizi yapmaya...:) öncelikle 3 yumurtayı tabakda güzelce karıstırdıktan sonra içine ne kadar koydugumuzu bizimde bilmediğimiz sütü ilave ettik.. ardında bu karısımı bütün ekmeklere yedirdik.. üzerine kasar ve sucukları koyduktan sonra fi tarihinden kalma fırınımıza attık ve pişirmeye basladık... güsel bi kahvaltılık oldu ama pratik yemek listemizin en basında olmasada yerini almıs oldu ... kahvaltını ardından aksama kadar oturduk kimimiz televizyon izledi kimimiz internette takıldı. aksam saatleri yaklastıgı sırada canakkale zaferinin kazanıldıgı odama girdim ve temizliğe basladım... uzun ugraslar sonucunda temizliğini bitirdiğim odama yeni bi renk katmak amacı ile yılbasından kalma ısıklandırmalardan odamı yeniden dizayn ettim. sewgili kanqam missbone un kerhaneye benzemiş kanqa odan yorumları olsada odam gayet sık ve güsel olduguna inanıyorum... cok yoruldum ama temiz bi odada blog yazması ve en azından bi gecede olsa derli toplu bi odada yatacak olmak duygusu o yorgunlugu alıp gidior :)

7 Ocak 2011 Cuma

kim? ben mi? hastayım yha....

sabah uyandıgımda boynumun tutulmuslugu üzerimdeki halsizliği ve evin soguklugu biraraya gelince hasta oldugumu anladım. zorla yediğim iki dilim ekmeğin ardından yaktıgım sigaranın bogazımı cok kötü agrıttıgını sigarayı söndürdüğümde farkettim nedense...hasta oldugumdan olsa gerek cok kötü üşüyordumki solugu yatagımda aldım. basımda sahmeranın kahvaltı hazır haykırısları ile uyandım bi an... midemde kimyasal ilaç fabrikası kurulmus hissi oldugundan hiçbirsey yemek istemediğimi söylesemde zerobyte abimin sesi ile bi anda kendimi yemek masasının basucunda buluverdim.. üstün savaş taktikleri sonrasında biraz zor olsada bi parca kahvaltı yapmıs bulundum ve bi anda kendimi tekrar yatagıma attım...terlemem gerektiğini söyleyen arkadaslarımın üzerime atmıs oldukları battaniye ve yorganları saymak için bir matemetik profesörüne bir de o yorgan ve battaniyeleri üzerimden kaldırmak için vinçe ihitiyacımız vardı :) kısa bi süreliğinede olsa kendimi bi an memlekette akdeniz kıyılarında kumsala uzanmıs alman turistler gibi hissetmemin nedeni yorganın içine zerobyte abimin ve gelinin sıcak su torbaları atmıs olduğuydu...cok trerlediğimden olsa gerek battaniyenin ucunu actıgım anda cok üşüyordum biraz daha beklemenin ardından hafifce yataktan fırladıktan sonra solugu lavaboda aldım...lavabodan cıkısımın serefine bilgisayarın basına gecerek bugünü anlatmaya basladım ve bunun sonuncunda  birsey yok işte daha ne istiyonusss :)

6 Ocak 2011 Perşembe

sıkıcı bi günnnnn

sabahın altısında gözlerimi acmakla kalmadım. sıkıcı bi günün baslangıcını yaptık herkes hasta yatıor. ben salondayım by_K'nın ve missbone nun sesleri gelmeye basladı... by_K'dan ben robotmuyum.... diyerek baslayan bi cümlenin sonunu duymak bile istemezsiniz. televizyonda dest-i izdivacda yaslı moruklar birbirleri ile yarısıyolar gerizekalılar bu yasda bulmussunuz paralı karıları kocaları eyi uzatıyosun hala al gitsin işte diye yorum yaparken karnımın ne kadar ac oldugunun farkına vardım. kahvaltıyı kim hazırlayacak diye düşünüyorum hala.... en iyisi sıcak bi corba yapmak yha sizce.....

rainal drop's (mim)

1)Kaç yaşındasınız? 1 nisanda 21 olacagım tabiş şaka gibi :)


2)İsminizin son harfi ne? 'i' ne alaka onu anlamadım :P

3)En sevdiğiniz renk?
 tabiki fıstık yeşili

4)Kilonuz kaç? 68 herhalde galiba sanırsam :)


5)Boyunuz kaç?
 en 1,68 di yeni halini bilmiyorum :)

6)Ailenizin kaçıncı çocuğusunuz? maalesef 4. cocuguyum biz kısaca insanın küçüğü olacagına eşşe.. büyüğü ol demiyosss :-/ puuufffff


7)En sevdiğiniz şarkı ?
 ahmet selcuk ilkan-senin adın yalan olsun "harbiden senin adın yalan olsun :)

8)Sizce esmer mi sarışın mı?  tabikide esmer cikolata gibi :)


9)Sigara kullanıyor musunuz? kullanmıyorum tabikide ben onu içiyorum :)



10)Alkol? daha yeni bosandık hatırlamak bile istemiyorum...

11)Çayı fincanda mı içersiniz,çay bardağında mı? tabikide hiç birinde kupa bardak gibisi yok nede olsa :)


missbone sevgiler ve cok tesekkürler... :)

5 Ocak 2011 Çarşamba

Rastlasaydım farkederdin...

Seni hiç görmedim..! Ne otobüs nede dolmuş 
durağında ; Hiç bir yerde rastlamadım, hiç tanışmadık, ...hatta aynı şehirde bile yaşamıyoruzdur..Yada aynı şehirde yaşıyor ve aynı havayı soluyoruzdur..Belkide hiç ortak yanımız bile yok ; Yada bir elmanın iki yarısı gibiyiz..Tanısan beni benden daha çok sevecek ; Yada benden nefret
edeceksin..Belkide aynı yerde yemek yiyor, aynı sözleri konuşuyor ve 
hatda aynı çayı aynı gün batımına bakarak içiyoruz..Kimbilir belkide 
aynı müziği dinliyor, hatda farkında olmadan aynı müzikle dans 
ediyoruz..Aynı yağmurda ıslanıp aynı güneşle ısınıyoruz..Aynı kaldırımda
yürüyor ; Aynı köşeden belki, aynı belkide, ayrı istikametlere 
yürüyoruzdur..Belkide şu an beni düşünüyorsun ; Farkında olmadan elinde 
kahven, yüzünde bin bir renkte tebessüm ve bir aşk şiirinin daha içinde 
yeralıyorsun..Tıpkı benim gibi ; Biliyorum sende benim gibi düşünüyor, 
gülüyor, aynı kitabı okuyor ve kitaba daha başlarken son kısmına 
dayanamayıp göz gezdiriyorsun..Biliyorum sende, beni arıyor bulacağın 
güne kadar bekliyorsun..Hatda biliyorum sende bana delicesine aşıksın, ;
Tıpkı benim, sana aşık olduğum gibi..Dedim ya ; Seni hiç görmedim..! Ne
otobüs, nede dolmuş durağında..Hiç bir yerde rastlamadım..! 
Rastlasaydım ; Farkederdin...

ben aradığın değil!!! karşına çıkanımmmm....

Bir ben var, sadece kendim gibi, benzeri yok. İyi ya da kötü. Ama bir ben var, ne benden öte, ne de benden başka, sadece bana benzer. Peki sen ne arıyorsun? Neye benzememi bekliyorsun? Aradığın birşeyler varsa, ben o değilim. Beklediğin biri varsa, ben değilimdir. Hiç bilmediğini arayabilir mi insan? Ben bilmediklerin değilim ama bilemediğinim. Anlatılmaz, yaşanır değilim ben ama sözcüklere sığmam, yaşama dağılırım. Yalnız hissedenlerden değilim ama gürültülerin içindeki sessizliğindeyim. Kalabalıklara hakimim ama kalabalıkların hakim olmasına izin vermeyenlerdenim. Bilmeyenim, öğrenenim. Sakin değilim, sakin davrananım. Zekiyim, zekasina güvenenim. Mantıklı olanım ama duygularıma önem verenim. Dürüstüm, çünkü kendimi kabullenenim. Herşeyi severim, nefretsizim ama SÖZDE SEVGİLERE nefret duyanım. Ben aradığın değilim, karşına çıkanım....

sevilecek kişiler....

Genelde insanlardan uzaklardır, almazlar yalnızlıklarına kimseleri,
öyle herkesi de sevmezler, bir gün biriyle başka gün biriyle
göremezsiniz onları. Gecelerde, kalabalık arkadaş toplantılarında
göremezsiniz.Görseniz de fark etmezsiniz. Arada sırada çıkarlar,
yalnızlardır. Masalarında ikinci bir bardak çok olmaz. Kirli sakallı,
genelde dağınık halleri ile kendi başlarınadırlar. Kahvaltı da
etmezler, hazırlayacak kimseleri olmazsa eğer. Çünkü birileri
giydirmeli, çeki düzen vermeli, sabah kahvaltı için bir nedenleri
olmalıdır.Çok paraları olmaz, olsa da ceplerinde çok durmaz. Hikayeleri vardır ama anlatmazlar, çünkü bilirler ki size masal gelir
anlattıkları. Ulu orta kahkaha atarken de göremezsiniz onları.
Kalabalık resimler içinde yer almazlar. Aslına bakarsanız çok yakışıklı
da değillerdir. Genelde isimleri "serseridir", çok sevenleri de olmaz
bu yüzden. Severler ama sevdiklerine inanmazsınız, inanmamak herzaman kolay olanıdır çünki, çünki onların sevgileri, sizin sevgilerinize benzemez. Sizin doğrularınız gibi sevmez onlar, severken doğruyu yanlışı ayırmazlar.

ordan burdan şurdan işte....

Kafiyesi yok artık ,titrerken yosun tutmuş tüm 
harflerim. 
...Çok geç kaldın, dipsiz kuyularda yazdığım senli şiirlere.

Son isyanını çekince yüreğim. 
...Vurdun bak! Bu lâl yamalı kefenleri ömrüme. Düşlemişim
işte, bir aşkın yangın kokan baharlarını. Uzaklardan b/akışında tek
kanatla uçar sandım kelebekler. Acemiydi oysa, uçurtmalarının 
bağlı ipleri. Suç üstü kelepçelerine bin küfür etsek neye yarar? Gün
ölür. Kaçak fısıltılarında, ruhuma kezzaplar sürdüğün. Süzülür
ayrılığın tadı. İdam edilen bir serçenin, son duasından. Bu da 
benim öyküm işte. Tut ki ,beyhude değildi k/anlı bıçaklı 
avuçlarımızda bu firari aşk. Tut ki ,akşamın en sessiz zamanlarında,
susatmadın bir yudum sevgi diye. Tut ki, bu kurşunlar değil de, 
sesin çarpıyor hâlâ sol yanıma. Fısıldadım… Dudaklarımda 
kanayan nergislerime adını . Biçare keşfetmeye inat güzlerim 
y/anıyor. Volta atan karanlıklarımı özlem türkülerine boyarken.
 Örtüldü göz yaşlarım, bir mecaz suskunluğun siyahında. Islak kuzey 
rüzgarlarında, en zoru susmak biliyor musun? Ezberlemeye 
çalışsam da faydasız. Açık bıraktığın, gönül kapının eşiğinde 
kalabalıklarda. Gam, gözlerimde nem yüreğimde depremlerinden arta 
kalan K/ustu hayat çığlığını şimdi bir şimâl üşürken avuçlarımda. Hep
mi dul bu geceler? Hep mi dul? Fırtınalar okşuyor saçlarımı sen
yerine , Kaybolmuş çöllerde saçak altı sevişmelerin ağıtta. Aşkımın
korlarından bir cehennem giyindim, ey yar ! Cehennem ateşlerinden, 
en h/arlısını beğendim kendime. Ölümler tanır beni artık, bu 
mahşerin kıyısında. Korlar sıraya dizilir ,ruhuma yapışan bu 
yangınlarda. Şimdi dikenli soluklarından kalan kanayan yanımla , Sanadır
bu şiir ey yar! Sensiz tüm kaldırımları yürümekte aciz kaldığım, bu
şehirden. Gel ! Sönmez ateş bu matem kokan denizlerde. Satır
başlarıma kaç bekleyen beni gömdüm ben? Yolculuk vaktidir ey yar! Sıkı
tut tüm gizli öznelerini ki geceler hep tuzak göreceksin. Yolculuk 
vaktidir. Çırpınan son nefeslerimi ciğerlerine üfleyecek bir melek.